Futbolumuzda uzun zamandan beridir yabancı sınırlamasının nasıl olması gerektiği tartışılıyor. TFF'nin getirdiği 6+0+4
formülüyle kulüplerimizi memnun etmeyen bir karara imza attı. Buna göre,
saha içinde ve kulübede bulunacak toplam yabancı sayısı altı ile sınırlandırıldı. Kulüpler geri kalan oyuncularını tribüne göndermek
zorunda kalacaklar. Burada saha içi yabancı oyuncu sayısı önemli olduğu için onun üzerinde yabancı oyuncusu bulunan kulüpler için bu yeni
uygulama büyük sorun getiriyor. Durum böyle olunca yaklaşık bir buçuk yıl
önce kulüplerin ortak kararıyla alınan bu karar şimdi yabancı oyuncu
sayısı onun üzerinde bulunan kulüpleri ciddi zorlayacak gibi duruyor.
Bu kararı TFF, Türk
futbolunu daha ilerilere taşımak için aldıysa, buradan çıkan sonuç:
Zaman içinde daha çok Türk futbolcunun takımlarda yer bulabilmesini
sağlamak ve bu amaçla genç oyuncu geliştirmeye yönelik olarak, kulüpleri
altyapı yatırımlarına yönlendirmek, buradan yeni yetenekler bulup
elit oyuncular çıkartabilmek, bunları yetiştirip ve geliştirip A takımlara yerleştirebilmek, bu sayede Türk futbol havuzundan yetenekli gençlere
ulaşmak suretiyle, yurtdışına muhtaç olmadan Türk futbolunu ve doğal
olarak Türk Mili Futbol Takımı'nı daha ileri seviyelere yükseltebilmeyi
amaçlamak...
Aslında, bu kararın
arkasında ben böyle bir felsefe ve stratejinin bulunduğuna inanmak
istiyorum. Eğer böyle bir amaçla TFF hareket ediyor ve buna uygun
stratejiler üretiyorsa, kimsenin buna karşı çıkacağını düşünmüyorum.
Aksine, bu karar kısa vadede kulüpleri zorlasa bile, orta ve uzun vadede
ben, tüm kulüplerimizin bu işten kazançlı çıkacağını düşünürüm.
Ama bir de hayatın olağan akışı ve bazı gerçekleri var. Günümüz futbolu adeta kulüp futboluna dönüştü ve
milli takım futbolu geri planda kaldı. Bu, bir diğer anlamda FIFA'nın,
UEFA'nın gerisinde kalması anlamına gelmekte... Bu gelişim Avrupa'nın
futbola da sportif ve parasal olarak egemen olmasını da beraberinde
getirdi. UEFA'nın kulüp futbolunu yükseltmesi ve buna göre kendisini yeniden dizayn etmesi, Şampiyonlar Ligi'ni dünyanın en önemli
sportif ve parasal bir organizasyon haline getirmesi bu değişimin açık
göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Değişim, tüm
Avrupalı federasyonları bu yarışmanın içine çekti. Günümüzde her
federasyon bunun gereğini yerine getirmeye çalışıyor. Bu amaçla, Avrupa
futbolundan daha fazla pay almaya çalışıyor. Tüm gücüyle rekabet
düzeyini artırmaya ve bu pastadan parasal olarak daha fazla pay almaya
çalışıyor. Bu gelişim ve değişim, ister istemez kulüp futbolunun ön
plana çıkmasına neden oluyor. Kulüp futbolu ise sosyal ve ekonomik
gelişim ve dönüşümün kendisine biçtiği rolü yerine getiriyor. Bu değişim
ve dönüşüme direnmek mümkün görünmüyor.
Bugün kulüp futbolu, milli takım
futbolunun önüne geçmiş durumda. Bu kaçınılmaz zorunluluk bizi ister
istemez kulüp futboluna çekiyor. Bu nedenle ülkemizde yabancı oyuncu
sınırlamasının belirli stratejiler doğrultusunda hayata geçirilmesi ve
bunun sıkı kontrolünün yapılması gerekiyor. Bir yandan ülkemizi yabancı
çöplüğüne dönüştürmeden, diğer taraftan sportif ve
parasal rekabette geride kalmadan bu işin optimal bir dengesine ulaşmak
durumundayız. Bu konuda TFF'nin nasıl stratejiler oluşturacağı çok
önemli. Sadece kısa süreli değil, orta ve uzun vadeli stratejilerle
Türkiye'yi futbolla ileri taşımak istiyorsak, bunu da tüm kulüplerimizin
ve bizlerin öğrenme hakları bulunuyor.