17 Temmuz 2013 Çarşamba

Yaktın Bizi 6+0+4

   Futbolumuzda uzun zamandan beridir yabancı sınırlamasının nasıl olması gerektiği tartışılıyor. TFF'nin getirdiği 6+0+4 formülüyle kulüplerimizi memnun etmeyen bir karara imza attı. Buna göre, saha içinde ve kulübede bulunacak toplam yabancı sayısı altı ile sınırlandırıldı. Kulüpler geri kalan oyuncularını tribüne göndermek zorunda kalacaklar. Burada saha içi yabancı oyuncu sayısı önemli olduğu için onun üzerinde yabancı oyuncusu bulunan kulüpler için bu yeni uygulama büyük sorun getiriyor. Durum böyle olunca yaklaşık bir buçuk yıl önce kulüplerin ortak kararıyla alınan bu karar şimdi yabancı oyuncu sayısı onun üzerinde bulunan kulüpleri ciddi zorlayacak gibi duruyor.

   Bu kararı TFF, Türk futbolunu daha ilerilere taşımak için aldıysa, buradan çıkan sonuç: Zaman içinde daha çok Türk futbolcunun takımlarda yer bulabilmesini sağlamak ve bu amaçla genç oyuncu geliştirmeye yönelik olarak, kulüpleri altyapı yatırımlarına yönlendirmek, buradan yeni yetenekler bulup elit oyuncular çıkartabilmek, bunları yetiştirip ve geliştirip A takımlara yerleştirebilmek, bu sayede Türk futbol havuzundan yetenekli gençlere ulaşmak suretiyle, yurtdışına muhtaç olmadan Türk futbolunu ve doğal olarak Türk Mili Futbol Takımı'nı daha ileri seviyelere yükseltebilmeyi amaçlamak...

   Aslında, bu kararın arkasında ben böyle bir felsefe ve stratejinin bulunduğuna inanmak istiyorum. Eğer böyle bir amaçla TFF hareket ediyor ve buna uygun stratejiler üretiyorsa, kimsenin buna karşı çıkacağını düşünmüyorum. Aksine, bu karar kısa vadede kulüpleri zorlasa bile, orta ve uzun vadede ben, tüm kulüplerimizin bu işten kazançlı çıkacağını düşünürüm.

   Ama bir de hayatın olağan akışı ve bazı gerçekleri var. Günümüz futbolu adeta kulüp futboluna dönüştü ve milli takım futbolu geri planda kaldı. Bu, bir diğer anlamda FIFA'nın, UEFA'nın gerisinde kalması anlamına gelmekte... Bu gelişim Avrupa'nın futbola da sportif ve parasal olarak egemen olmasını da beraberinde getirdi. UEFA'nın kulüp futbolunu yükseltmesi ve buna göre kendisini yeniden dizayn etmesi, Şampiyonlar Ligi'ni dünyanın en önemli sportif ve parasal bir organizasyon haline getirmesi bu değişimin açık göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

   Değişim, tüm Avrupalı federasyonları bu yarışmanın içine çekti. Günümüzde her federasyon bunun gereğini yerine getirmeye çalışıyor. Bu amaçla, Avrupa futbolundan daha fazla pay almaya çalışıyor. Tüm gücüyle rekabet düzeyini artırmaya ve bu pastadan parasal olarak daha fazla pay almaya çalışıyor. Bu gelişim ve değişim, ister istemez kulüp futbolunun ön plana çıkmasına neden oluyor. Kulüp futbolu ise sosyal ve ekonomik gelişim ve dönüşümün kendisine biçtiği rolü yerine getiriyor. Bu değişim ve dönüşüme direnmek mümkün görünmüyor.

   Bugün kulüp futbolu, milli takım futbolunun önüne geçmiş durumda. Bu kaçınılmaz zorunluluk bizi ister istemez kulüp futboluna çekiyor. Bu nedenle ülkemizde yabancı oyuncu sınırlamasının belirli stratejiler doğrultusunda hayata geçirilmesi ve bunun sıkı kontrolünün yapılması gerekiyor. Bir yandan ülkemizi yabancı çöplüğüne dönüştürmeden, diğer taraftan sportif ve parasal rekabette geride kalmadan bu işin optimal bir dengesine ulaşmak durumundayız. Bu konuda TFF'nin nasıl stratejiler oluşturacağı çok önemli. Sadece kısa süreli değil, orta ve uzun vadeli stratejilerle Türkiye'yi futbolla ileri taşımak istiyorsak, bunu da tüm kulüplerimizin ve bizlerin öğrenme hakları bulunuyor.


11 Temmuz 2013 Perşembe

Transfer


    Bir çok Avrupa kulübünü peşinden koşturan Vitesse'nin Fildişi'li yıldızı Wilfried Bony, 12 milyon sterline İngiltere Premier Ligi'nde mücadele eden Swansea City'e transfer oldu.

    Geçen sezon Hollanda 1. Ligi'nde Vitesse formasıyla 30 maça çıkan Bony, 31 gol atarak etkileyici bir performans sergiledi. Bu performansıyla da sezon sonu, Hollanda'da Yılın Futbolcusu ünvanını elde etti.